“Terk edilmekten çok korkarlar”
Borderline kişilik bozukluğuna sahip bireylerin kendiliklerini ve dış dünyaya yönelik durum,
nesne, kişileri anlamlandırmada bütünlükten yoksun, kararsız ve tutarsız olmaya yatkın
olduklarına dikkat çeken Uzm. Dr. Bahçe, “ Kendilerini, başkalarını ve dünyayı bazen çok iyi,
bazen de çok kötü olarak algılama eğilimindedirler. Kendilik değerleri kendisine nasıl
davranıldığı ile fazlasıyla bağlantılıdır. Bu sebeple istenmemek, reddedilmek, terk edilmekten
çok korkma ve bu senaryodan kaçınmak için sürekli çaba sarf etme eğilimi içerisinde
olabilirler. Dürtü ve duygularındaki dengesizlik, istikrarsızlık, değişkenlik ve denetleme
güçlüğü belirgindir. Bu durum nedensiz can sıkıntısı, boşluk hissi duyumsamalarına neden
olabileceği gibi sıklıkla kendilerini önemsiz, değersiz hissettiren küçük olaylara bağlı
yaşanma eğilimindedir. Yine kendilerine iyi gelen herhangi bir durumla çok çabuk iyi
hissetmeye de başlayabilirler” diye konuştu.
“İstikrarsız ilişkiler görülebilir”
Uzm. Dr. Bahçe, borderline kişilik bozukluğu bulunan kişilerde görülen belirtileri şöyle
sıraladı:
 “İlişkilere balıklama dalmak ya da onları aynı hızla sonlandırmak gibi gerçek ya da
algılanan terk edilmeyi engelleme çabaları.
 İlgi alanları ve değerleri hızla değişebilme, düşüncesizce veya umursamazca hareket
edebilme.
 Aile, arkadaşlar ve sevdikleri ile yoğun ve istikrarsız ilişkiler modeli.
 Çarpık ve istikrarsız bir benlik imajı veya benlik duygusu.
 Para harcama, güvensiz cinsel yaşam, madde bağımlılığı, dikkatsiz araba kullanma
ve aşırı yemek yeme gibi dürtüsel ve çoğu zaman tehlikeli davranışlar. Bununla
birlikte, bu davranışlar çoğunlukla yüksek ruh hali veya enerjinin yüksek olduğu
zamanlarda ortaya çıkıyorsa, bunlar borderline kişilik bozukluğu değil, bir
duygudurum bozukluğunun belirtileri de olabilir.
 Vücudunu kesmek gibi kendine zarar veren davranışlar.
 Tekrarlayan intihar davranışı veya tehdit düşünceleri.
 Birkaç saatten birkaç güne kadar süren duygusal-iniş çıkışlarla (epizotlar) birlikte
yoğun ve son derece değişken ruh halleri.
 Kronik boşluk hissi.
 Uygunsuz, yoğun öfke veya öfkeyi kontrol etmede sorunlar.
 Kendinden kopmuş hissetme, kişinin kendisini bedeninin dışından gözlemleme veya
gerçek dışılık duyguları gibi ayrışma yabancılaşma duyguları.”
Genetik, çevresel ve sosyal faktörlerin etkisi

Araştırmaların genetik, çevresel ve sosyal faktörlerin borderline kişilik bozukluğu geliştirme
olasılığını artırabileceğinin gösterdiğini söyleyen Uzm. Dr. Bahçe, bu faktörleri şu şekilde
sıraladı:
 “Aile öyküsü: Hastalığa sahip yakın bir aile üyesine (ebeveyn veya kardeş gibi)
sahip kişilerin, paylaşılan genetik faktörler nedeniyle sınırda kişilik bozukluğu
geliştirme olasılığı daha yüksek olabilir.
 Beyin yapısı ve işlevi: Araştırmalar borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin
beyinlerinde, özellikle de dürtüleri ve duygu düzenlemesini kontrol eden alanlarda
yapısal ve işlevsel değişiklikler olabileceğini göstermektedir. Ancak bu değişikliklerin
bozukluğa mı yol açtığı yoksa bozukluğun neden olduğu açık değildir.
 Çevresel, kültürel ve sosyal faktörler: Sınırda kişilik bozukluğu olan birçok kişi,
çocukluk döneminde istismar, terk edilme veya zorluk gibi travmatik yaşam olayları
yaşadığını bildirmektedir. Diğerleri istikrarsız, geçersiz kılıcı ilişkiler veya çatışmalar
yaşamış olabilir.”
“Sadece psikolojik test ile sorun anlaşılamaz”
Borderline kişilik bozukluğunun genellikle geç ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde
teşhis edildiğini dile getiren Uzm. Dr. Bahçe, “Psikiyatri uzmanı kişinin belirtilerinin, yaşam
deneyimlerinin ve aile tıbbi geçmişinin kapsamlı bir değerlendirmesine dayanarak klinik
olarak teşhis konulur. Gerekli görülürse, çeşitli psikolojik testler istenebilir. Ancak tek başına
psikolojik test ile tanı koymak doğru bir yaklaşım kabul edilmemektedir” dedi.
Borderline kişilik bozukluğu bireyin hayatının birçok alanına zarar verebileceğine dikkat
çeken Uzm. Dr. Bahçe, şu bilgileri paylaştı:
“Yakın ilişkileri, işi, okulu, sosyal aktiviteleri ya da öz imajı olumsuz etkileyebilir. Borderline
kişilik bozukluğu bireyin hayatında eğitimi yarıda bırakmak, dürtüsel ve riskli davranışlar
nedeniyle planlanmamış gebelikler, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, motorlu araç kazaları,
fiziksel kavgalar, evlilik stresi veya boşanma gibi çatışmalarla dolu ilişkiler, hapis cezası gibi
birden çok yasal sorun, intihara teşebbüs, kendini kesme ya da yakma ile kendine zarar
verme ve bu yüzden sık sık hastaneye yatma, sürekli tekrarlanan iş değişiklikleri veya
kayıpları ile taciz edici ilişkilere dâhil olma ve bu ilişkilerde zarar görmeye rağmen ilişkiyi
sürdürme gibi komplikasyonlara neden olabilir.”
Uzm. Dr. Bahçe, “Bunlara ek olarak bireyde alkol veya maddelerin kötüye kullanımı,
anksiyete bozuklukları, bipolar bozukluk, depresyon, dikkat eksikliği / hiperaktivite bozukluğu,
travma sonrası stres bozukluğu, yeme bozuklukları ile diğer kişilik bozuklukları gibi başka akıl
sağlığı bozukluklarının da görülmesi ihtimali yüksektir” dedi.
“Tedavi yolları”
Borderline kişilik bozukluğu tedavisinde şu anda üç ana psikoterapötik yaklaşım olduğunu
belirten Uzm. Dr. Bahçe, “psikodinamik, bilişsel-davranışsal ve destekleyici. Her birinin içinde
özel çeşitler vardır: örneğin aktarım odaklı psikoterapi (psikodinamik) veya diyalektik
davranışçı terapi (bilişsel-davranışsal). Temel anlayış ve metodoloji açısından farklılık
gösterse de tüm yaklaşımlar, hem başlangıçta klinik tabloya hakim olan semptom yönetimini,
hem de semptomlar hafifletildikten sonra belirgin kalan kişilik zorluklarını iyileştirmeyi
amaçlamaktadır. Sıklıkla psikoterapilerin uzun süreli olması beklenmektedir. Sık terapist
değiştirilmemesi önerilmektedir” dedi.